Kronik Yorgunluk Sendromu

Biorezonans yöntemi kronik yorgunluk sendromunda ya da genel olarak bünyenin zorlandığı ve yorgun düştüğü durumlarda etkilidir.Tedavi sonrası etkisi kısa sürede görülecektir. Çağımızın güncel sorunu yorgunluk, son yıllarda giderek artan yoğun ve stresli çalışma hayatı, modern yaşamın yüksek temposu gibi çok sebepten dolayı kronikleşmekte ve birçok kişiyi etkilemektedir.

Araştırmalar göstermiştir ki kronik yorgunluk sendromunu yaklaşık % 70 oranında özellikle 30-50 yaş grubundaki kadınları etkiliyor.  Gene özellikle eğitimli, gelir seviyesi yüksek, çalışan kesimde ve beyaz yakalı insanlarda daha sık görülmektedir.

En az 6 ay veya daha uzun bir süre devam eden, dinlenmekle hafiflemeyen ve mevcut iş, eğitim, sosyal ve özel yaşam aktivitelerinde belirgin azalmaya yol açan bir yorugunluğunuz var ise bu durum Kronik yorgunluk sendromu olarak tanımlanabilir.

Bu genel belirtiler dışında kronik yorgunluk sendromu olan kişilerde aşağıdaki belirtilerde sıklıklı görülür.

  1. Hafıza ve konsantrasyonda kısa süreli bozulma veya azalma
  2. Kas ağrıları
  3. Eklemlerde belirgin kızarıklık veya şişlik olmamasına rağmen ağrı olması
  4. Yeni oluşan, şekil değiştiren veya ciddileşen baş ağrısı
  5. Sabah uyanınca kendine gelememe (uykulu olma halinin devam etmesi)
  6. Cinsel istek ve performans da azalma

Kronik yorgunluk sendromu birçok sebepten olabilmekle beraber, en kabul gören nedenler, yoğun stres, aşırı çalışma temposu ve günlük yaşamın yarattığı diğer baskılardır.  Hayatın bir parçası olan stres, kontrol edilemezse başka hastalıklara yol açabildiği gibi, kronik yorgunluk sendromunun da en önemli nedenini teşkil eder.

günümüzde kabul gören görüş, kronik yorgunluk sendromunun ruhsal bir hastalıktan çok biyolojik nedenlerin ön planda olduğu bir hastalık olduğudur. Bazı virus enfeksiyonlarının (sitomegalovirüs, koksaki, herpes vb.) kronik yorgunluğa neden olduğu düşünülmektedir.

Teşhisin doğru konulabilmesi için hastanın romatolojik, nöropsikiyatrik, immünolojik yönden ayrıntılı olarak incelenmesi lazım. Böylece hastalığı oluşturan altta yatan sebep bulunmalı tedavi ona göre düzenlenmeli. Ayrıca psikiyatrik değerlendirmeyle ruhsal bir hastalığın, örneğin depresyon hastalarındaki yorgunluk belirtilerinin olup olmadığı ayırt edilmelidir.

KRONİK YORGUNLUKTAN NASIL KORUNMALI

  1. Fiziksel ve ruhsal açıdan stres oluşturabilecek durumlardan kaçının.
  2. Stresle baş etme yöntemlerini geliştirmek için destek alın.
  3. Aşırı iş yükünden kaçının.
  4. Sosyal destek amaçlı gruplara katılın.
  5. Dinlenme, eğlenme ve özel zamanlarınıza daha çok vakit ayırın.
  6. Alkol ve sigaradan uzak durun.
  7. Düzenli uyku uyuyun.
  8. Sağlıklı beslenmeye dikkat edilmelidir. Bu konuyu biraz açarsak; Rafine edilmiş gıdalardan (Beyaz un ve şeker gibi tatlı ve hamur işi ) kaçınmak gerekir. Boş enerji kaynağı olan gazlı içecekleri, meyve sularını hayatınızdan çıkarmak gerekir. Çünkü glisemik indeksi yüksek olan bu besinleri yediğinizde kan şekeriniz hızla yükselir ve ardından aynı hızla düşer. Şekeriniz düştüğünde yeniden bir şeyler yemek istersiniz. Bu kısır döngüden kurtulmak ve kendinizi enerjik hissetmek için basit şekerleri hayatınızdan çıkarmak gerekliliktir. Kronik yorgunluktan kurtulmak için bu şartıdır.

Ayrıca, kronik yorgunluktan kurtulmanın diğer bir şartıda su içmektir. Su, toksik maddelerin vücuttan atılmasını sağlar ve vücudun fonksiyonlarını yerine getirmek için gereklidir. Bu nedenle günde 10-12 bardak su içmelisiniz.

Daha önce kronik yorgunluk nedeni ile birçok hekime gitmiş, ancak sonuç alamamış hastalar, kliniğimize başvuran asıl hasta grubunu oluşturmaktadır.